Tüm bunlar sayesinde, bitkisel esaslı beslenmeden sağlanan yararların, tıbbi uygularmalarda kullanılan herhangi bir ilaç veya ameliyattan çok daha etkili ve çeşitli olduğunu gördüm.
Kalp hastalıkları, kanser, diyabet, felç ve yüksek tansiyon, artrit, katarakt, alzheimer hastalığı, iktidarsızlık ve diğer her tür kronik hastalık büyük ölçüde önlenebilir. Genelde yaşlanma ve doku bozulmasıyla ortaya çıkan bu hastalıklar, zamanından önce çoğumuzun ölümüne neden oluyor.
Ayrıca ilerlemiş kalp hastalıklarının, nispeten ilerlemiş belli kanserler türlerinin, diyabetin ve diğer birkaç dejeneratif hastalığın beslenmeyle iyiye gidebileceğini gösteren etkili kanıtlar var. Beslenmenin kalp hastalıklarını önleyebileceğiyle ilgili kanıtları gönülsüzce kabul ettiklerini fakat örneğin böyle bir hastalık ilerlemiş olduğunda, hastalığı geriletebileceğini şiddetle reddettiklerini hatırlıyorum. Fakat kanıtlar daha fazla görmezden gelinemez. Bilimde veya tıpta böyle bir fikre zihinlerini kapayanlar, inatçılık etmekten daha fazlasını yapıyorlar; sorumsuzca davranıyorlar.

İyi beslenmenin en heyecan verici faydalarından birisi, genetik yatkınlık nedeniyle oluştuğu düşünülen hastalıkları önlemesidir. Hastalıklardan sorumlu gen veya genleri taşımamıza rağmen, şimdi bu ''genetik '' hastalıkları büyük ölçüde önleyebileceğimizi biliyoruz. Fakat genetik araştırmaların finansı, belirli genlerin belirli hastalıklardan sorumlu olduğu inancıyla ve bir şekilde bu nahoş genleri ''kapatabileceğimiz '' ümidiyle sürekli artıyor. İlaç şirketlerinin halkla ilişkiler programları, her birimizin iyi ve kötü genlerinin hepsini listeleyen kişisel kimlik kartlarımızın olacağı bir gelecek betimliyorlar. Bu kartla birlikte doktora gittiğimizde, doktorumuz kötü genlerimizi zapt edecek basit bir hap yazacak. Bu mucizelerin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğine veya denenirse ciddi, istenmeyen sonuçların ortaya çıkacagına dair güçlü şüphelerim var. Bu geleceğe dair boş hayaller, şu an var olan maddi olarak karşılanabilir, istenen sonuçları verebilecek sağlık çözümlerini ört bas ediyor; Beslenmeye dayanan çözümleri. Hayvanlarla yapılan deneylerde, çok güçlü genetik eğilimlere rağmen, kanserin ilerlemesinin beslenmeyle denetlenebileceği gösterildi.
Doğru şekilde yemek, yalnızca hastalıkları önlemekle kalmazi aynı zamanda hem fiziksel hem de zihinsel sağlık ve mutluluk verir. Bazı dünya çapında aletler, örneğin demir adam
Dave Scott, pistlerin yıldızları
Carl Lewis ve
Edwin Moses, tenis devi Martina Navratilova, dünya şampiyonu güreşçi
Chris Campbell altmış sekiz yaşındaki maratoncu
Ruth Heidrich hepsi de az yağlı, bitkisel asaslı beslenmenin performanslarında önemli bir artış sağladığını keşfetmişlerdir. Laboratuarda bir grup fareyi olağan Amerikan yiyecekleriyle-hayvansal esaslı proteinlerce zengin-besledik ve az hayvansal esaslı protein içeren bir diyet uygulanmış diğer bir grup fareyle kıyasladık. Tahmin edin bakalım, her iki grup fare de egzersiz tekerleklerine yönlendirildiğinde ne oldu ? Az hayvansal esaslı proteinle beslenenler, çoğumuzun yediği türde yiyeceklerle beslenenlerden daha az yorularak, oldukça fazla egzersiz yaptılar. Bu dünya çapındaki atletler tarafından da gözlemlenen bir etkiydi. Bu tıbbi kurumlar için yeni bir haber olmasa gerek. Yüz yıl önce, Yale Üniversitesi Tıp Fakültesinde ünlü, önde gelen bir beslenme araştırmacısı olan
Profesör Russell Chittenden bitkisel esaslı beslenmenin öğrencilerin fiziksel kapasitelerini etkileyip etkilemediğini araştırdı. Bazı öğrencilerine, bir akademi üyesine ve kendisine bitkisel esaslı beslenme uyguladı ve fiziksel performans testleri yaptı. Neredeyse bir yüzyıl sonra farelerle yaptığımız deneydekiyle aynı sonuçları elde etmişti-ve ikisi de aynı derecede muhteşemdi.
Bir de sağlığımızı kontrol altına almak için, ilaç ve ameliyatlara olan aşırı bağımlılık sorunumuz var. En basit şekliyle, doğru şekilde yemek, yan etkileriyle beraber ilaç kullanmanın devasa maliyetlerinin büyük ölçüde önüne geçebilirdi. Daha az sayıda insan, ömürlerinin son yıllarda hastanelerde kronik hastalıklarla uzun, pahalı savaşlar yapmaya devam ederdi. Sağlık hizmetleri masrafları düşer ve erken ölümler büyük bir hızla azaldıkça, tıbbi hatalar azalırdı. Esas itibariyle, asıl amacına uygun olarak, sağlık hizmetleri sistemimiz nihayet sağlığımızı korur ve iyileştirirdi.